Markayı yaratan çalışanlardan mısınız?

Cuma günü, Garanti Bankası ana sponsorluğunda ve Dinamo tarafından 4. kez düzenlenen People Make the Brand konferansındaydım. Çok keyifli ve eğitici bir gün geçirdim. Etkinliğin oluşturulmasında emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Açılışı sevgili Evrim Kuran etkileyici bir konuşma ile yaptı ve beni pek çok yeni kavramla tanıştırdı. Bunlardan bir tanesi "Küresel Yetenek Kıtlığı". Ülkemizde, üretime yapılan yatırımın bu kadar az olduğu bir ortamda, 181 adet Üniversitenin olduğunu ve toplamda 7.8 milyon Lisans öğrencisinin yer aldığını ve her yıl 800.000 mezun verilen bir ülkemiz olduğunu hatırlattı bana. Şaşırtıcı olan ise, bu kadar genç nufüsa ve yüksek işsizlik oranlarına rağmen şirketlerin halen aradığı yeteneği bulmakta zorluk çekmesi. Kuşaklar açısından çıktığımız yolculukta şunu farkettim: Evrim in tanımları ile "Çalışmak için yaşamak" felsefesine sahip bir ailenin "Yaşamak için çalışmak" felsefesine sahip bir evladıyım. Yeğenlerim ise "Dengeli Yaşam" bayrağını sallıyorlar. Z kuşağı olan ve bugünlerde ergenliğini yaşayan oğlum ise beni bambaşka bir dünyaya götürüyor ve şu aralar en çok zorlandığım konulardan bir tanesi onunla aynı platformda iletişim kurabilmek.

Yeni dünyada, Reaktif olmak kavramı çoktan terk edildi ve uzun zamandır proaktif olmamız gerektiği ile ilgili eğitimler alıyoruz. Evrim artık Koaktif olma zamanı diyor. Bu kavram benim ilk olarak koçlukta karşılaştığım bir kavramdır ve bir model olarak karşımıza çıkar.

Bir başka yeni kavram "Gelecek uyumlu Şirket" kavramıydı benim için. James Canton tarafından yazılmış "Future Smart" kitabından yola çıkarak, şirketiniz Gelecek engelli mi yoksa Gelecek uyumlu mu sorusunu soruyor Evrim.

koaktif model

Türkiyede şirket çalışanlarına, çalıştığınız şirketi başka insanlara tavsiye edermisiniz diye sorulduğunda Ortalama Tavsiye Skoru 5,7/10 çıkıyormuş. İş gücü mutluluk kadranı açısından baktığımızda ise Türkiye çalışan nufüsu kendisini "Çıkmazda" olarak görüyor. Memnun, Arayışta yada Dalgalı değil, çıkmazda...

Aslında bu bir tercih, hatta çok önemli bir tercih. O nedenle Markayı Yaratan Çalışanlardan mısınız sorusunu önemsiyorum. Başarılı olabilmek için, çalışanların "EVET" yanıtını vermeyi tercih etmesi, şirketlerin ise bu yetkinlikte olan çalışanlarının sayısını artırmaya odaklanması gerektiğine inanıyorum. Bu sayede keyifli ve verimli bir çalışma ortamı ve değerli markalar yaratmak mümkün olacaktır.

EVET yanıtını verebilmek için iki kavramla daha tanıştım bu Konferansta. Birincisi Yunanca dan gelen "Meraki" "Yaptığın işe, ruhunu, özünü ve sevgini koymak" anlamına geliyormuş. İkincisi ise "Ikigai" "Sabah seni uyandıran şey" anlamında.

Her sabah tutku ile uyanmanızı ve ruhunuzu, özünüzü ve sevginizi koyacağınız bir işte çalışmanızı diliyorum. İşte o zaman çalışmak, sizi yormayacağı gibi, her gün bir öncekinden daha zevkli hale gelecek ve emekli olmayı aklınıza bile getirmeyeceksiniz. John Maxwell 'in dediği gibi

"When there is significance, success will never satisfied!".